On yıl süren acımasız Truva Savaşı nihayet sona erdi. Yunanlılar, zaferi sadece kaba kuvvetle değil, kurnazlık ve stratejiyle kazandılar. Bu zaferin mimarı, İthaka'nın akıllı kralı Odysseus'tan başkası değildi. Öyle çılgınca bir plan yaptı ki, işe yarayacak kadar deliceydi: İçi Yunan askerleriyle dolu kocaman bir tahta at. Truvalılar bunu barış armağanı sanıp şehirlerine aldılar.Güneş, Truva'nın tüten kalıntıları üzerinde yükselirken, Yunan kahramanlar sevinçten havalara uçuyordu. On yıllık kan dökme ve hasretten sonra, nihayet eve dönüş hazırlığındaydılar.Planın beyni Odysseus, ekibini toplamakla meşguldü. Bu adam bambaşkaydı - keskin zekalı, aslan yürekli, ama gözlerinde her daim bir şeylerin peşinde olduğunu ele veren bir pırıltı vardı. Emrinde on iki gemi ve aklında tek bir düşünce: İthaka'ya dönmek. Karısı Penelope ve oğlu Telemachus'u görmeye can atıyordu.Bu arada Olimpos'taki tanrılar, en sevdikleri dizinin final bölümünü izler gibi bu drama sahnesine kilitlenmişlerdi. Zeus'un kızı, bilgelik ve savaş tanrıçası Athena'nın Odysseus'a zaafı vardı. Onun hızlı zekasına ve cesaretine hayrandı. En yakın arkadaşının olimpiyatlarda yarışmasını izler gibiydi - onu canı gönülden destekliyordu.Odysseus'un filosu ufukta kaybolurken, Truva'yı kocaman bir kor yığını gibi geride bırakırken, hikayenin daha yeni başladığını hissedebiliyordunuz.Odysseus'u bekleyen yolculuk onu sınırlarına kadar zorlayacaktı. En korkunç kabusları bile masum gösterecek canavarlarla, en yürekli denizciye bile karaya çıkmayı diletecek fırtınalarla ve en sadık olanların bile kararlılığını sorgulayacağı ayartmalarla karşılaşacaktı.Ama Odysseus sıradan biri değildi. Zor durumdan lafla sıyrılabilen, kahvaltıdan önce bir deniz cadısını alt edebilen cinsten bir adamdı.Böylece, Truva arkalarında silikleşirken ve önlerinde uçsuz bucaksız, esrarlı bir deniz uzanırken, Odysseus ve mürettebatı yola koyuldu.Ancak hızlı bir eve dönüş umuduyla yola çıktıklarında, tanrılar çoktan işe karışmaya başlamıştı. Sakin denizler ve uygun rüzgarlar uzun sürmeyecekti. Ufukta fırtına bulutları toplanıyordu ve Odysseus'un gerçek sınavı daha yeni başlıyordu. Engin, öngörülmez sularda onları nasıl zorluklar bekliyordu? Derinliklerde, savaş yorgunlarının cesaretini sınamak için pusuda yatan ne canavarlar vardı?